Author/Authors :
GRINTZ, JEHOSHUA M. , ACAR, ÖMER Ankara Üniversitesi - ILAHIYAT FAKÜLTESI, Turkey
Abstract :
Herhangi bir “ırk”ın menşei bir yana, çok eski çağlarda yaşamış bir halkın kökeni meselesi-ister bu, ırksal özelliklerle ilişkilendirilmiş etnik grupları veya birbirine yakın konuşma moduna sahip lengüistik grupları işaret etmek için olsun-hiç şüphesiz tarihsel, dahası, tarih öncesine dair merak uyandıran problemlerden birini oluşturmaktadır. Her şey, sonu kesilmiş ve unutulmuş nesillerin tozunda gizlenmiş bir buğu/duman içerisindedir. Bunların eski yaşamlarına dair çok sınırlı ölçüde kayıt -(gerçekte daha geç dönemlerin ürünü olan) birkaç konuşma modu, bazı kültürel motifler, ilginç gelenek görenekler ve sağda solda sarf edilmiş sözler-hayatiyetini sürdürmektedir; dolayısıyla konunun doğrudan ele alınması mümkün değildir. Varsayım ve tahminler el yordamıyla ortaya konulmak durumundadır. Bu durumda bizler, gözleri sonuna kadar açık, kulakları tetikte, uzaktan yolu gösteren herhangi bir ışık veya ses belirtisi yakalamak ihtimaliyle karanlıkta yol bulmaya çalışan kişilere benzemekteyiz.